Facebook'ta takip et.Twitter'da takip et. Abone Ol!
Ertuğrul Kılıç
ÖRGÜTLÜ GÜÇ OLMADAN DEĞİŞİM OLUR MU
15.10.2020

Dünya 1990 yıllardan bu tarafa tuhaf bir ÅŸekilde savrularak yoluna devam etmektedir. Sovyetler BirliÄŸinin yıkılmasından bu yana o bilindik “kominizim” propagandasına dayalı toplumsal korkulardan beslenen toplumsal algı yönetimi, artık gerçeklikle karşılaÅŸtığında bir anlam ifade etmemektedir.

Dünya deÄŸiÅŸmiÅŸtir. Aynı zamanda onun içerisinde bir kümenin elamanları olan ülkelerde de bu deÄŸiÅŸimden çeÅŸitli ÅŸekillerde deÄŸiÅŸime tabi olmuÅŸlardır. Bazı ülkeler bu deÄŸiÅŸime uygun toplumsal yapıları geliÅŸtirememiÅŸ bazıları ise yenidünyanın geliÅŸmesine daha fazla uyum saÄŸlamışlardır.

Ancak her ne olursa olsun yaÅŸamaya devam ettiÄŸimiz virüs nedeniyle içerisinde bulunulan kapsayıcı ekonomik ve toplumsal sistem olan kapitalizm, her ülkenin kendi eksikliÄŸini ve hazır taraflarını ortaya çıkarmıştır.

Dünyada adaletsiz gelir dağılımı nedeniyle zaten yaÅŸanılan yoksulluk, virüs nedeniyle daha da artarak çoÄŸalmakta. Dünyada izlenen siyasi popülizm ve küreselleÅŸme ile yoksulluk artarken birde pandemi eklendi. 2019 yılı Aralık Raporuna göre BirleÅŸmiÅŸ Milletler Kalkınama fonunun yaÅŸadığımız çaÄŸda yaÅŸam koÅŸullarında büyük ilerlemeler saÄŸlamasına raÄŸmen aşırı gelir yoksulluÄŸu içerisinde yaÅŸayan 600 milyon insan bulunuyor. Çok boyutlu endekse göre hesaplandığında ise 1,3 milyara çıkıyor, bu yoksulluk rakamları.

Ülkemizde ise bir türlü ekonomik, siyasal ve sosyal olaylara çözüm üretilemiyor. Yoksulluk, iÅŸsizlik, adaletsizlik ve çaresizlik yaygın bir gerçeklik ve ruh hali olarak sürekli büyümekte. Hangi merkezden bakılırsa bakılsın geliÅŸen ve deÄŸiÅŸen toplumsal sorunlar çağın akılcılığı kullanılarak tanımlanamıyor ve çözüm üretilemiyor.

AKP hükümeti bir toplumda insanların yaklaşık ömürleri dikkatte alındığında hiç azımsanamayacak bir süredir tek başına ülkeyi yönetmektedir. Yani yerleÅŸik bir deyimle “tek başına iktidar” bütün geliÅŸmelerden ve sonuçlarından sorumlu olarak 18 yıldır iktidar.

Toplum ise birçok açıdan bölünme halinde yaÅŸamaktadır. Ülke sadece gelir adaletsizliÄŸi ÅŸeklinde adil olmayan bir bölünme ve farklılaÅŸma yaÅŸamıyor, aynı zamanda yönetim ÅŸekli ve politikaları üzerinden de bir bölünme yaşıyor. Yeni inÅŸa edilen CumhurbaÅŸkanlığı sistemi olarak sunulan sistemin yaÅŸayabilmesi ve sürdürülebilir olabilmesi için oy kullananların yarısından bir fazlanın oyuna ihtiyaç duymaktadır.

Böyle olunca ülkenin yönetimi parlamenter bir sistem mi yoksa cumhurbaÅŸkanlığı sistemi mi olsun diyenler arasında da ikiye bölünmüÅŸ bulunmaktadır. Bir tarafta Cumhur ittifakı diÄŸer tarafta Millet ittifakı.

Millet ittifakı içerisinde deÄŸiÅŸtirme iddiasında ve motor güç olan CHP’nin izlediÄŸi politik tutum ve örgüt yapısı topluma güven verebilmekte midir? Esas sorun biraz burada düÄŸümlenmektedir. CHP örgütü merkez örgütlenmesi dışında her hangi bir faaliyet yürütmemektedir. Genel merkez ise dar kadro içerisinde günlük yaÅŸanan olayların çetelesini tutup bunu raporlaÅŸtırmaktan ve genel baÅŸkanın çözüm diye açıkladığı birkaç öneriden öteye geçemiyor. Yerel örgütler halkın esas sorunları üzerinden bir örgütlenme sürdürememektedirler.

Belediyeler ise hükümetin çözmesi gereken esas sorunlar açlık, yoksulluk, saÄŸlık, eÄŸitim ve yaÅŸam koÅŸullarının iyileÅŸtirilmesi sorunlarına yerel çare olmak için çırpınmadan öteye geçememektedirler. Parti örgütleri ile toplumsal belediyecilik arasında bir siyasal baÄŸ da kurulmak istenmemektedir.

CHP örgütleri ile kadroları ve üyeleri arasında inanılmaz bir kopukluk söz konusu. Parti üyeleri bu örgütlere bir türlü güvenmiyor. Çalışmadıklarını, yeterli yerel sorun belirleme ve çözme kapasitelerinin olmadığını düÅŸünüyor. İktidar olma heveslerinin bulunmadığını ve merkeze baÄŸlı bürokratik oluÅŸumların ötesine geçemediklerini görüyor. Genel merkezin haftalık grup konuÅŸmaları ve parti sözcüsünün konuÅŸmaları dışında yerel bir söylem geliÅŸtiremediklerini görüyor ve yaşıyor.

Millet ittifakında motor güç olan CHP’nin kendi üyeleri ve oy veren tabanı ile doÄŸru bir iletiÅŸim geliÅŸtiremez ise sonu bildiÄŸimiz hikâyelere dönecek gibi görünüyor. Her ÅŸey hayal olmaya aday. Parti tabanı ve üyeler parti yönetiminden kendilerini de kapsayan bir örgütsel bağın geliÅŸtirilmesini ve çalışmaların verimli, istikrarlı ve sonuç alıcı olmasını beklemektedirler. Partiye aidat duymak istemektedirler. Bu kadar dağınık ve kadrolarının enerjisinden yararlanmayan bir partinin geleceÄŸinin çokta parlak olmayacağını (millet ittifakı kazanmış olsa bile) söylemek falcılık olmasa gerek.

KendiliÄŸinden deÄŸiÅŸimi beklemek bir hayaldir. Örgütlü güç olmadan deÄŸiÅŸim olmayacağı olsa bile halkı ve parti üyelerini tatmin etmeyeceÄŸi açıktır. DeÄŸiÅŸimi yaratmak ancak su damlası gibi sürekli ve istikrarlı olmakla mümkündür. Tek noktaya, tüm gücüyle sürekli ve istikrarlı bir ÅŸekilde damlamakla…


Bu yazı 1764 kez okundu.

HAVA DURUMU

ANKARA

SON YORUMLAR

ANKETLER

sizin sozcünüzle tüketiciyardım birlikte hizmetini nasıl buluyorsunuz?

Sizin Sözcünüz © 2015 - 2019 | İzinsiz ve Kaynak gösterilmeden kullanılamaz

Espower Bilisim